26 Şubat 2024 Pazartesi
Selefiler tehlikeli mi? Müslüman ülkeler, din ve şiddetin iç içe geçtiği coğrafyalarda yaşanan olaylarla sürekli olarak gündemde bulunuyor. Bu bağlamda, son yıllarda öne çıkan bir akım olan Selefizm, hem dini hem de siyasi açıdan tartışmalara neden oluyor. Selefizm, İslam’ı ilk dönemindeki anlayışa geri dönmeyi hedefleyen bir akım olarak öne çıkarken, bu durum beraberinde birçok soru işaretini de getiriyor.
Özellikle radikal yorumlarıyla bilinen Selefizm, bazı çevreler tarafından sınırlı bir tehlike olarak görülse de, diğer bir perspektife göre sınırsız bir tehdit oluşturabilir. Dinin siyasetle iç içe geçtiği bölgelerde etkili olan bu akım, bireylerin günlük hayatından tutun da devlet yapılanmalarına kadar geniş bir alanda etki sahibi olabiliyor.
Selefizm’in, İslam dünyasındaki dinî ve siyasi dengeyi nasıl etkilediği, bu akımın temsilcilerinin nasıl bir strateji izlediği ve uluslararası boyutta nasıl bir güvenlik tehdidi oluşturduğu, süregelen tartışmaların merkezinde yer alıyor.
Müslüman ülkelerde din ve şiddetin iç içe geçtiği coğrafyalarda ön plana çıkan Selefizm akımı, barışın simgesi olan İslam’ın içinde radikal bir boyutu temsil ediyor. Terim olarak “silme” kökünden türeyen İslam, ne yazık ki bu coğrafyalarda barışın egemen olmadığı, kanlı sınırların sürekli genişlediği bölgeler olarak biliniyor.
Selefizm, cihadizmle birleşerek kana bulanmış sınırların sınırsızlığına işaret ediyor. Filistin sorunu, 1979 İran Devrimi, Afganistan’ın Sovyet işgali gibi olaylar, cihat kavramının modern dünyada militarist ve militan bir anlam kazanmasına neden oldu. Selefizm ve cihadizm, şiddeti kutsayarak, din adına savaşı özendirip, coğrafyalarını sınırsızca genişletme eğiliminde.
Modern dünyaya ve Batı’ya karşı oluşturdukları düşmanlık, Cihadizm ve Selefizmin, dini söylemlerle her coğrafyada etkili olmasını sağlıyor. Selefizm, dini kültürü kullanarak modern dünyaya ve Batı’ya karşı sert bir karşıtlık oluştururken, bu ideoloji kolaylıkla Müslüman toplumları etkileyebilir ve her yerden militan devşirebilir.
Cihadizm ve Selefizmin, moderniteye ve Batı’ya karşı düşmanlıkta dinin özünü teşkil ettiği düşüncesi, Selefizmin ve Cihadizmin militarist bir anlamda şiddeti ve cihadi mücadeleyi ön plana çıkarmasına yol açıyor. Dinin barışçıl anlamından uzaklaşarak, şiddeti ibadetleştiren Cihadizm ve Selefilik, modern dünyaya karşı bir tehdit olarak varlığını sürdürmeye devam ediyor.
Antalyaspor Zymer Bytyqi kimdir? Antalyaspor’un başarılı futbolcularından Zymer Bytyqi’nin hayatı ve kimliği merak konusu oldu. Peki, Antalyaspor Zymer Bytyqi kimdir? Kaç yaşında ve nereli? Zymer Bytyqi müslüman mı?
Makedonya doğumlu Zymer Bytyqi, 2 Mart 1995 tarihinde dünyaya geldi. Genç yaşına rağmen futbol kariyerinde elde ettiği başarılarla dikkat çeken Bytyqi, Antalyaspor forması altında gösterdiği performansla taraftarların sevgisini kazandı. Orta saha oyuncusu olarak görev yapan Zymer Bytyqi’nin hızı, top sürme yeteneği ve oyun zekası futbol dünyasında öne çıkmasını sağladı.
Zymer Bytyqi’nin dinî inançlarıyla ilgili net bir bilgi bulunmamakla birlikte, müslüman olup olmadığına dair spesifik bir açıklama yapılmamıştır. Oyuncunun Makedonya kökenli olması, ailesinin ve kişisel tercihlerinin dinî inançlarını şekillendirebileceği gibi, bu konuda resmi bir beyanda bulunulmamıştır.
Antalyaspor’un önemli futbolcularından biri olan Zymer Bytyqi’nin hayatı ve kariyeri futbolseverler tarafından merakla araştırılıyor. Zymer Bytyqi kimdir, nerelidir ve müslüman mıdır?
11 Eylül 1996’da Belçika’da Kosovalı bir ailenin çocuğu olarak doğan Zymer Bytyqi, futbol kariyerine Norveç’te adım attı. Genç yaşta futbol yeteneğiyle dikkat çeken Bytyqi, 2012 yılında Sandnes Ulf ile profesyonel sözleşme imzalayarak Norveç’in en üst liginde mücadele etmeye başladı.
Bytyqi’nin futbol kariyerindeki önemli dönemeçlerden biri, Red Bull Salzburg ile olan üç yıllık sözleşmesiydi. Bu transfer, Norveç’te olduğu gibi uluslararası alanda da adından söz ettirmesine neden oldu. Ardından Viking ve Konyaspor gibi takımlarda başarılı performanslar sergileyen futbolcu, 2021’de Antalyaspor’a transfer oldu.
Zymer Bytyqi’nin dinî inançlarıyla ilgili net bir bilgi bulunmamakla birlikte, müslüman olup olmadığına dair resmi bir açıklama yapılmamıştır. Belçika’da doğan ancak Norveç’te büyüyen Bytyqi’nin ailesinin etkisiyle dinî inançlarını belirlediği düşünülebilir.
28 yaşındaki futbolcu, genç yaşına rağmen deneyimli bir kariyere sahiptir. Zymer Bytyqi’nin futbol yeteneklerinin yanı sıra dinî inançları da futbolseverler tarafından merakla takip edilmeye devam ediyor.
Arda Güler Yaşar Güler akraba mı? Real Madrid’in genç yeteneklerinden Arda Güler ile Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in aynı soyadını taşıması, ikilinin akraba olup olmadığına dair merak uyandırdı. Özellikle Arda Güler’in Milli Savunma Bakanlığı’nın turnuvasında MVP seçilmesi, bu soruyu daha da ön plana çıkardı. Ancak, yapılan detaylı araştırmalar sonucunda Arda Güler ile Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler arasında doğrudan bir akrabalık bağı bulunmadığı ortaya çıktı.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in Arda Güler’in dedesi olup olmadığına dair ortaya atılan iddiaların gerçeği yansıtmadığı belirlendi. Soyadlarının benzerliği ve Arda Güler’in basketbol kariyerindeki başarıları, bu tür spekülasyonlara zemin hazırlamış olsa da, aile bağlarına dair herhangi bir kanıt bulunmamaktadır.
Real Madrid’in genç futbolcusu Arda Güler ile Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler arasındaki akrabalık iddiaları araştırıldı. Soyadlarının benzerliği ve Arda Güler’in Milli Savunma Bakanlığı’nın turnuvasında MVP seçilmesi, ikilinin akraba olabileceği spekülasyonlarına neden oldu. Ancak, yapılan araştırmalar sonucunda Arda Güler ile Yaşar Güler arasında doğrudan bir akrabalık bağı olmadığı ortaya çıktı.
Arda Güler’in ebeveynleri Ümit ve Serap Güler iken, Yaşar Güler’in eşi Demet Güler’dir ve bir çocukları bulunmaktadır. Arda Güler’in soyadının Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile benzer olması, soyadlarının sık kullanılması ve Arda Güler’in basketbol kariyerindeki başarıları nedeniyle akrabalık iddiaları ortaya atılmıştır. Ancak, bu iddiaların doğrulanacak bir temeli olmadığı görülmüştür.
Yaşar Güler, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 30. Genelkurmay Başkanı olarak görev yapmış ve 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından Milli Savunma Bakanlığı görevine atanmıştır. Arda Güler ise Ankara’nın Altındağ ilçesinde dünyaya gelmiş, futbol kariyerine Gençlerbirliği Futbol Okulu’nda başlamıştır.
Bu durum, soyadı benzerliği nedeniyle ortaya atılan akrabalık iddialarının doğru olmadığını göstermektedir.
Kızılcık Şerbeti Apo kimdir? Ünlü oyuncu Settar Tanrıöğen’in son sağlık durumu hayranlarını endişelendirdi. Kızılcık Şerbeti dizisinin sevilen oyuncusu Settar Tanrıöğen, beyin kanaması geçirerek hastaneye kaldırıldı. Haberi, rol arkadaşı Ebru Destan duyurdu. Settar Tanrıöğen’in sağlık durumu hakkında merak edilenler, sevenlerini tedirgin ediyor.
Kızılcık Şerbeti dizisinde başarılı bir performans sergileyen Settar Tanrıöğen, Abdullah karakteriyle izleyicilerin sevgisini kazanmıştı. Oyuncunun beyin kanaması geçirmesi, hayranlarını şok etti. Detaylar belirsizliğini korurken, Settar Tanrıöğen’in sağlık durumuyla ilgili haber bekleyen birçok kişi bulunuyor.
Türk sinemasının sevilen oyuncularından Settar Tanrıöğen, Kızılcık Şerbeti dizisinde canlandırdığı Abdullah karakteriyle geniş kitleler tarafından tanınmaktadır. Ancak, üzücü bir olay, oyuncunun sağlık durumunu gündeme taşıdı. Rol arkadaşı Ebru Destan, Settar Tanrıöğen’in beyin kanaması geçirdiğini ve ameliyat geçirdiğini duyurdu.
22 Ekim 1960 tarihinde Denizli’de dünyaya gelen Settar Tanrıöğen, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü mezunudur. Uzun yıllara yayılan kariyerinde birçok televizyon dizisi ve sinema filmiyle ön plana çıkan Tanrıöğen, Kızılcık Şerbeti dizisindeki performansıyla da beğeni toplamıştı.
Ebru Destan’ın sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamaya göre, Settar Tanrıöğen’in beyin kanaması geçirdiği haberi, sevenlerini derin bir üzüntüye boğdu. Ancak, rol arkadaşının ameliyatının başarılı geçtiği belirtilirken, oyuncunun sağlık durumuyla ilgili detaylı bilgiler bekleniyor.
Settar Tanrıöğen’in kariyeri, Türk televizyon ve sinemasına önemli katkılarda bulunan başarılı bir sanatçının yaşadığı sağlık sorunu, sevenlerini üzüntüye boğarken, oyuncunun en kısa sürede sağlığına kavuşması dileğiyle, gelişmeler merakla bekleniyor.
Türkiye’ye suçlu iadesi olmayan ülkeler 2024? Türkiye’ye suçlu iadesi konusu, ülkeler arasındaki yasal sistem farklılıkları ve siyasi gerilimler nedeniyle sıkça gündeme gelmektedir. Suçluların vatandaşı oldukları ülkeler tarafından iade edilmeme durumu, ülkeler arası ilişkilerin karmaşıklığını ortaya koyuyor. Bu bağlamda, hangi ülkelerin Türkiye’ye suçlu iadesi yapmadığı merak konusu.
Ülkeler arası siyasi ilişkiler, yasal sistemler ve suçun türü gibi faktörler, suçlu iadesi konusunda belirleyici olabiliyor. Bazı ülkeler, kendi vatandaşlarını iade etmeme politikalarını benimseyerek, suçlu iadesi olmayan ülkeler listesine dahil oluyor.
Türkiye’ye suçlu iadesi konusu, uluslararası ilişkilerin karmaşıklığını ve ülkeler arası hukuki farklılıkları gün yüzüne çıkarıyor. Suçluların vatandaşı oldukları ülkeler tarafından iade edilmeme durumu, çeşitli faktörlere bağlı olarak şekilleniyor. İşte Türkiye’ye suçlu iadesi olmayan ülkeler:
Özbekistan: Özbekistan, suçlu iadesi konusunda politik tercihleri ve ulusal yasaları nedeniyle iade taleplerine olumsuz yanıt verebiliyor.
Pakistan: Pakistan, ülkeler arası siyasi gerilimler ve kendi yargı sistemine duyduğu güven nedeniyle suçlu iadesi yapmama politikasını sürdürüyor.
Moğolistan: Moğolistan, suçlu iadesinde ulusal yasalarına ve kendi yargı sistemine olan güveni sebebiyle iade taleplerine sıklıkla olumsuz yanıt veriyor.
Libya: Libya, siyasi karışıklıklar ve iç hukuk sistemine olan güvensizlik sebebiyle suçlu iadesi yapmayan ülkeler arasında yer alıyor.
Suriye: Suriye, içsel çatışmalar ve siyasi belirsizliklerden kaynaklı olarak suçlu iadesi konusunda olumsuz bir tutum sergileyebiliyor.
Lübnan: Lübnan, kendi yargı sistemine olan güven ve siyasi bağlam nedeniyle suçlu iadesi taleplerine ret cevabı verebiliyor.
Ürdün: Ürdün, suçlu iadesi konusunda hassasiyet göstererek kendi yargı sistemine duyduğu güveni öne çıkarabiliyor.
Mısır: Mısır, içsel hukuki süreçlerine güveni ve siyasi bağlamları gözeterek suçlu iadesi taleplerini reddedebiliyor.
Tacikistan: Tacikistan, suçlu iadesinde kendi yasal sistemine duyduğu güven ve siyasi faktörleri göz önünde bulundurarak ret cevabı verebiliyor.
Tunus: Tunus, suçlu iadesi konusunda kendi iç hukuki düzenini koruma eğiliminde olan ülkeler arasında bulunuyor.
Türkiye, Avrupa’nın Suçluların İadesine Dair Sözleşmesi’ne üye olması nedeniyle suçlu iadesi konusunda belirli yükümlülüklere sahiptir. Ancak, uluslararası ilişkilerdeki dinamikler ve ülkeler arası siyasi durumlar, suçlu iadesi taleplerinde çeşitli engellere yol açabilmektedir. Suçlu iadesi, ülkeler arasındaki kompleks bir konu olup, her ülkenin kendi yasal sistemine ve politik tercihlerine bağlı olarak şekillenmektedir.